Merhaba,
Öncelikle sizinle bir sırrımı paylaşmak istiyorum
Tasarımım gereği deneyimlemediğim, alt yapısını sağlamlaştırmadığım ve tatmin olmadığım hiç bir şeyi anlatmayı veya paylaşmayı beceremiyorum. Rehberliğimi takip ederken bunu göz önünde bulundurmanızın bana olduğu gibi size de artı katkılar sağlayacağını söyleyebilirim.
Ben, iki Nalan Kahraman tanıyorum. Birincisi Human Design sistemiyle tanışmadan önce vardı; zihni kendisini görmediği tanımadığı anlamadığı için diğerlerine hizmet etmeye odaklı herkesi memnun edeyim diye kendini paralayan ve ağzıyla kuş tutsa kimseye yaranamayan sonunda da agresif, şikayetçi, karamsar ve her daim sorunları olan bir Nalandı.
İkincisi ise kendini anlayan dolayısıyla tüm insanları anlayan ve herkesin her manada memnun kaldığı, sakin, huzurlu motivasyonu her daim çok yüksek ve yaptığı her şeyden memnuniyet duyan bir Nalan.
Human design sistemiyle 2008 yılında bir kitap satın alırken yanında promosyon olarak verilen Human Design isimli bir kitapla tanıştım. Kitap çok ilgimi çekti aslında zihnimin çok ilgisini çekti çünkü zihnim, yaptığı ve yaptırdığı birçok eylem için mantıklı gerekçelere erişim sağlamıştı.
Bu kitap, Benim kadar kimsenin ilgisini çekmeyince bir kenara attım. Malum o zamanlar kendim için değil başkaları için ne yapabilirim diye çalışan bir zihin mekanizmasındaydım. Başka kişisel gelişim kitapları ve din kitaplarını okumaya devam ettim. Okurken de hepsinden anladığımı uygulamaya çalıştım. Ancak hiç biri benim asıl sorularımı cevaplamıyordu.
Neydi asıl sorularım:
Ben kimim? Çok mu özelim çok mu aptalım?.
Neden insanların söyledikleriyle yaptıkları arasında uçurumlar var? İkinci en önemli sorumdu.
Başka sorularımda vardı ve cevaplarını bulma yolculuğuna 2007 senesinde evimi, işimi, arabamı, mevkiimi terk ettiğimde çıkmıştım.
Okuduğum kitaplarla bir kitapevi açarım dersem abartmış olmam.
Cevapları kitaplarla bulamayınca eğitimlere ve seminerlere başladım. Reiki, acses, hipnoz, NLP, eft, nefes, meditasyon, yoga ve spiritüelizm. Bazılarında uygulayıcı olmakla kalmayıp eğitmenliklerini de aldım. En son oldukça büyük bir spritüelizm merkezi açıp yurtdışından hocalar getirmeye başladım. Bende eğitimler veriyordum ancak benim eğitimlerime hiç katılımcı olmuyordu. Başka şehirlere ve başka merkezlere çağrılıyordum o zaman ciddi bir katılımcım oluyordu ancak kendi merkezimde katılımcım olmuyordu. Bir sabah nerden ve kimden geldiği belli olmayan bir kargo geldi 2014 senesinde içinde farklı bir Human Design kitabı vardı. Daha öncesinden bildiğimi sandığım bir sistem olduğu için zihnim ilgilenmedi ve bir kenara attım. Zihnimin ilgilendiği şey kitabın geliş şekliydi niye? çünkü ilginç bir durumdu ve bunu anlatarak herkesin ilgisini çekebilirdi. Tabi o günlerde böyle düşünmüyorum hatta tetikleyici dürtümün bu olduğunu biri söylese çok güçlü bir şekilde savunurdum da. Artık herkese isimsiz kargomu anlattım. Takip eden günlerde herkes elinde bu kitapla gelip bana sorular sormaya başladı ve o sorulara cevap verebilmem için kitabı okumaya başladım. Bir yerde şöyle bir cümle vardı “ jeneratör seminer düzenlerse kimse katılmaz. Bir başkası düzenleyip çağırırsa oturacak sandalye kalmaz. Tamda içinde bulunduğum durumu açıklayan bu cümlenin üzerine merkezi kapatıp şuanda oturduğum evime taşındım hem de beş on gün içinde. Zihnim bir gerekçe buldu ya! Hemen bütün sayfalarımı kapattırıp yeni bir arayışa beni sürükledi. Bu arayışın adı Human Design sistemi ile Nalanı bulmak ve öğrenmek. Uzunca bir araştırma sonunda Amerika’da bulunan IHDS okuluna kaydımı yaptırabildim. Üstelik tek bir kelime İngilizce bilmiyorken birden bire Türkçe çevirmenle açılan eğitimlere erişimim oldu. 3.5 yıl süren eğitimlerim sonunda da profesyonel lisanslı IHDS onaylı Türkiye rehberi oldum.
Muazzam bir yolculuktu ve tüm sorularımın cevaplarını aldım. Doğrusu yanlışı tartışılabilir ancak önemli olan ben tatmin oldum ve rehberlik yaptığım tek bir kişi dahi aksini söylemedi. Ancak en önemli olan katkısı sonsuz bir huzur hissini daimi taşıyor olmam. Yaşamla ve olanla her an keyif alıyor olmam ve tüm yaşıtlarımın aksine tek bir sağlık sorunum yok.
Artık tek bir hedefim var “hayata katkı olmak”
Siz de kendinize katkı olmak ister misiniz?
